“Yüreğine kulak ver. Yoksa
hayatın umudu kesilir”… Senin tek yapman gereken yorulmak bilmeyen yüreğine
teslim olma cesaretini göstermek!
Hâlbuki nefs henüz görmediği bir rüyanın peşinde olduğu için de, tam
anlamıyla fethettiklerini düşündüklerini her şehri arkasında bırakıp, yeni bir
amaca doğru ”SEYYAH” misali yola devam eder.”Benliğimi bilmeden önce, her şeyi bildiğimi sanırdım…”
HAYAT Yürekle
kaimdir… İnsan anı yaşarken kıymetini bilmediği varlığın anlamını ve gerçek
kaynağını, kimi zaman yalnızlığın gölgesinde fark eder! Nefs’in vardığı bir
durakta huzur bulduğunu, rahat durduğunu görmek, daha hiç bir BENLİĞE ve YÜREĞE
nasip olmamıştır sanırım.
Yüreğim mi duygularıma bir anlam veriyor? Duygularım mı yüreğimdekileri
yaratıyor bir karar veremiyorum. Ben de suçluyum tıpkı nefsim gibi. Yaşadığım
bu çaresizlik duygusunun bana öğretilmesine izin verdiğim için…
”Keşke yaşamamış
olsaydım dediklerimizi samimiyetle kendi mahkememizde yargılayıp yaşamadım
diyen Pinokyo'lar bir kütükten var olduklarını da inkâr eder. ”
Düşüncelerimizle yaşamımızı nasıl etkilediğimizi fark etmeden yaşamaya
devam ediyoruz... Kendimize bakıp ta görmeden, tuhaf bir duygu aslında, Kulağımıza
çarpan kelimelerden, gözümüzün şahitliğinden ziyade birbirimizin yüreğinden
geçenleri de duyabilir miyiz?
“Dün ve daha evvelinde kim
olduğunu bilmek istersen şimdi ne olduğuna bak”, bu arkanda bıraktığın
yaşam kim ve ne olduğunun bir yansımasıdır.Her hüzün, her mutluluk… Her yaşanmışlık kelimelerin ardı ardına sıralanmasıyla ifade edilemez kalem ve kâğıdın muharebesine dönüşür.
En son ne zaman benliğinle baş başa kaldın?
Sadece sen…, düşüncelerin…,
duyguların….
0 yorum:
Yorum Gönder