İnan Yabancısı değilim düşe kalka devam eden yara bere içinde ki
hayatın. Ve senin bildiğin tüm kâinatı saran o kan revan içinde büyüyen
sevdanın. Üzüntü ve kederle avunarak geçen hayatın bedelini çok ağır ödedim.
Acının rengini; düşlerin o buruk sararan yapraklar gibi savruluşlarını…
Kendimi o yapraklara benzetirim benim gibi çaresiz, sebepsiz ayrılır
sıkıca tutunduğu yerden vakitsizdir benim gibi ayrılıkları.Yaprak dalda hayat bulur, insan sevdiğinde. Yaprak yeşerdiği dala sıkıca tutunur insan yüreğinde kine. Yaprak bir asi bir rüzgâra yenilir, insan yaşananlara. Yaprak sicim bir yağmura teslim olur, insan gözyaşlarına. Yaprak son bahara razı gelir, insan kaderine.
İşte bu yüzden o yapraklara benzetirim kendimi.
“ Yitik bir öyküydü
benim öyküm sen o yaşananların, acılarımın ve gözyaşlarımın izlerini ararken
öykümde bir solukluk rüzgârda savrulabileceğimi unutma…”
Neden mi?Sen dalımsın, ben ise yaprak…