İçerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz, alıntı yapılamaz. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde tüm hakları saklıdır.

3 Ocak 2013 Perşembe

GÜNCE


Gerçek dediğimiz şeylerin hangisinin bir rüyadan öte olmadığını söyleyebilirsin. Kendi yaratığımız  bir hücrenin duvarlarını aşmak isterken, koşullanmalar, bir bilinmez ama aklın bize sunduğunu nimet sayarken ne yapabileceğini sorguladın mı hayatta. Kim kime dayatabilir ki nelerin ya da neyin gerçekliklerini, simyacılıktan öte bir hayatın ötesinde bir şeylerin var olduğunu.

Yaşadığımız her şeyi tek tek bir mim kimi o büyük gördüğümüz zihnimiz hatırlarken kim silebildi yaşadıklarına dair geçmişin o cam kırıkları gibi bedeninde tek tek yer eden yaraları insanlar bu var olanları silemediği gibi eski bir tozlu albüm gibi karıştırmaya devam eder.

 
Kabuk bağlayan yaraları yeni baştan kanatılır…

 Bu aralar suskunluğa ve sessizliğe ihtiyacım olduğunu hatırladım. Yaşamımda yer etmeye çalışan her şeyden  çatışmadan çekişmeden kendimle baş başa kalıp  sessiz bir yolculuğa  eski mevsim tadında bir hayata ihtiyacım olduğunu  kendi nefsimle arkadaş olmaya yüreğimin  yorgunluğunu bir tebessümle silmeye ihtiyacım var. Aslında senin gibi bir varlığım acıları hisseden  mutlu olan ağlayan, gözlerinde hayatın bıraktığı bir buruk bakışı ömür boyu taşıyan senden bir farkı olmayan bir insanım.

 Uzaktan bir çınar gibi görünsem de sana biliyorsun ki; çınarlar içlerinden çürür. Bende senin gibi gerçek olmayan bir şeyleri gerçekleştirmek için inat ediyorum; senin gibi iyileşmelerine izin vermiyorum o derin yaralarımın. Bende suçluyum sen, o ve diğerleri gibi elde edebileceğim ya da yok edebileceğim mutluluğumun bana ait olduğunu bildiğim halde kabul etmediğim için. Yarına parlayan gözlerim ve umutla bakıp bir adımı hesapsız ve delice atamadığım için.

Sabahları sessiz, nefessiz bir başına olmayı iyi bilirim.

 Tüm hayallerinin, umutlarının çalınması ne demek bilir misin?

Hayatta hiç bir beklentinin çıkarının olmadan usulca yaşamak hesapsız kitapsız bir ömür istemez mi insan yok edemediğin düşünceler, fikirler ve geçmişi faili meçhul bir katil olup öldürebilseydik

Ne güzel olurdu değil mi?

İtiraf ediyorum artık kendime yaşadığımı sandığım hayatın bir hayal olduğunu sıfatlarla yada iyelik ekleri ile bir bütün olduğumu. Sürekli özgürlüğüne dem vuran bir beden olduğumu kabul ediyorum artık, aklımın almadığı sorularda takıldığı mı kimi zaman yaralarımın yarattığı korkularda boğuluyorum

Her fırsatta düşünüyorum.

Yalnızlık mı beni bu kadar yoruyor yoksa düşlerim mi?

Hatırlatma!!!

Copyright © 2010-2023 Haktan Kalay

İçerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz, alıntı yapılamaz.
Alıntılanan sadece yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde tüm hakları saklıdır.
Bu blogda yer alan tüm müzik, fotoğraf ve diğer telif hakkı içeren içerikler salt tanıtım amaçlıdır.

İletişim: Email




 
Google+