Okuduğun satırları yazarken hiçbir kimliğe sahip değilim.
Bazen senim. Bazen bir başkası, bazen de herhangi biriyim.
Ne bilinenim var aslında nede bilinmeyenim...
Söylediğim her şey hem doğru hem yanlış.
Tek sayfalık metin değil ki hayatım sayfalarca yazılı bir ben hikâyesi.
Bazen senim. Bazen bir başkası, bazen de herhangi biriyim.
Önemli olan yazanın kimliğinden ziyade yazılan
birkaç kelime ya da cümlede kendine rastlamak, eğer ki burada içindeki ses
bağırıyor ise biri senin hikâyeni Anlatıyor… Diye ne mutlu, ben inandığım
masalları yazıyorum.
Hayat hangi hikâyeyi anlatacağı belli olmayan
ulak gibidir.
Her yüreğin bir hikâyesi vardır...
Çok önemli biri değilim. Kendi halimdeyim. Ama kendi halim
birçok kişinin kendi halinden farklıdır. Anlatsam inanmalısın da anlatamam.
Aslında birinden dinlesem ben de olsam inanmam…
Benimde düşlediklerim…
Benimde günahlarım var.Ne bilinenim var aslında nede bilinmeyenim...
Söylediğim her şey hem doğru hem yanlış.
Bende farkına varıyorum kimi zaman korkularımdan,
anılarımdan, beklentilerimden, arzularımdan vazgeçemiyorum. Aklımın var ettiği
bir döngü olan zamanda gerçeklerin ahenkli renkleri içinde kendi rengimi
arıyorum.
Olması gerekenler kimi zaman sevinçlerimle, bazen buruk
bir matemle hayatıma dâhil oluyorlar… Gülüşlerim
sevinçlerimin, mutluluğumun ışığı, hüznüm üzüntülerimin, hayal kırıklıklarımın
gölgesi…
Hayat koca bir sahne…
Yaşananlar yazılanın birer tümcesi. Aslında mutlulukta,
hüzünde göreli… Tek sayfalık metin değil ki hayatım sayfalarca yazılı bir ben hikâyesi.