İçerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz, alıntı yapılamaz. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde tüm hakları saklıdır.

22 Mart 2012 Perşembe

İçimde Biriken Tortular


 
 
Kime ait olduğunu bilemediğin, silemediğin parmak izleri...
Karmaşık bir duygu,
Anlamını deneyimleyenlerin, deneyimlerken verdiği, deneyimleyenlere bir anlam katmayan... Bazen, İnsan düşünmeden asla var olamaz! Diyorum
Yaşam “hayata ve ona dair düşünmek” tir diyorum kendime.
Hayat, hissettiğin duyguları adlandırmaktır. Adlandırılırsa eğer,

Bazen sevgidir…
Duyulan özlemdir…
Aklındaki korkudur…
Beslediğin nefrettir…
Can yakan acıdır…
Yüreğindeki aşktır…
Biriktirdiğin öfkedir…
Düşlediğin Mutluluktur.
Bazen Diyorum ki;
Yoruldum artık yaşamaktan, yaşadıklarımdan. Aslında İnsanı yoran, tekrar edilen duygular. Oysa yaşam, hiç durmadan yarına yürümektir. Yarına yürümek, kendine getirir insanı.

 Sanırım En nihayetinde,
Her şeyin miladından önce ve sonra da hep var olan. Ne doğumu ne de ölümü olmayan anlamdırmaya çalıştığımız hayatı sorgulamadan yaşıyoruz.

13 Mart 2012 Salı

Olmayan Ben Sessiz Tutsaklıklarım


Sonbaharın rüzgârına kapılmış gibi sürekli yer değiştiriyor herşey. Bazen insan kendini hatırlıyor kimi zaman unutuyor. Bazen özgür bırakıyor, bazen yargılıyor, tutsak alıyor. Bazı zamanlarda gerçeklere ulaşmaya, azı zamanlarda yalan olandan uzaklaşmaya çalışıyor.
Hayat insanlarla besleniyor, insan umutları ile yaşadığı sevgiyle.

En nihayetinde yalan olandan uzaklaşırken kendine itiraf dahi edemediği gerçeklere de yaklaşıyor. Aşikâr olanlara ulaşmaya çalışırken... Bazı vakitlerde yüreğimde çalan şarkılar bir süre sonra yerini çığlıklara bırakıyor. Yürüdüğüm sayısız yolun sadece en sonuncusu beni bana ulaştırsa da, ondan önce yürüdüğüm tüm yollar, onu varmak istediğim asıl benliğime biraz daha yaklaştırıyor.
Yeni bir zanna ulaştırdığı sürece neyi yaşadığının bir önemi var mı ki…

Olmayanı olanı oldurmak, tanımsız olanı etiketlemek, bir avuç çamuru çömlekçi edası ile şekillendiren insanın yine kendisi. Su nasıl içinde bulunduğu kap tarafından şekillendiriliyorsa. Yaşananlar da tamamen zihin tarafından şekilleniyor, herşey kendi üslubunda renkleniyor, şekilleniyor.
Ne tesadüf dür ki hayatın bize sunduğu…
Bütün yollar sonunda insanı aynı yere ulaştırıyor. Her yolun sonunda insanı sadece kendisi bekliyor.

9 Mart 2012 Cuma

Kendime İtiraf Edemediklerim


 
Hayat sessizce akmaya devam ediyor.
Ben ise hayata küskünüm.
Ayni senin gibiyim kısacası…
Hayat duygumu yoksa bir zihin çıkmazı mı?
Hadi söyle bana hayat neden ibaret ve nelere yaklaştırıyor beni.

 Ve en sonunda hayat bizi tutsağı yaptı ben direnmedin, sen de direnemedin, Zihnimdeki düşünceler hep eksik. Mutluluğu arzularken sürekli savaşıyorum.
Bildiklerimin tamamı eksik! Oysa tam olduğunu düşünüyorum.
Düş kırıklıklarımsa sürekli.
Bazen İnanmaya, Bazen ise inanmamaya koşullandım.
Deneyimlerimle koşullandım.
Biliyor musun bazen...

Hayata bir anlam, bir renk daha katmak için. Nefes almak isterken nefes almaktan korkuyorum. Zamanın bir yerinde, bir şeyleri değiştirebilir miyim diye düşünürken. Yok, olmaya yüz tutmuş yitirdiğim dünün yalanını bir kez de ben tekrar ediyorum.
Her bedenin, her ruhun bir öyküsü varmış gibi görünse de, tüm öykülerin gerisinde ki tek öykü kalır yaşananlardan geriye...

Hatırlatma!!!

Copyright © 2010-2023 Haktan Kalay

İçerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz, alıntı yapılamaz.
Alıntılanan sadece yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde tüm hakları saklıdır.
Bu blogda yer alan tüm müzik, fotoğraf ve diğer telif hakkı içeren içerikler salt tanıtım amaçlıdır.

İletişim: Email




 
Google+