Tabi olduğumuz bir düşünce iklimi bazen bahar nevruzu, bazen zemheri
ayazı. Kimi zaman düşünceler bir kaosa kapılıp kıyıya vuran yosunlar gibi… Hayat
uçurtmasının ipini sürekli tutmayı “misyon” addetmişiz kendi kendimize..
Aç pencereyi önüne bak…
Dün sabaha karşı kendimle konuştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum
ÖZDEMİR ASAF
Hâlbuki seni, beni, onu asıl rahat
bırakmayan ”Benliğimizin en bengi yerine ittiğimiz ve her nasılsa
yüzleşemediğimiz ama varlığını, kalbimizin ışığını kapatan bir perde gibi
hissettiğimiz” gölgelerdir!
Aslında GÖLGE dediğimiz
Bizlerle gerçektir! Ve bir ben sahibi olmanın gerçeğidir…
Bazen insan kaybedebileceği hiçbir şey kalmadığı bir noktaya gelmeden, kayba
yol açan davranışlarından ya da tercihlerinden vazgeçmeyi göze alamaz. Yaşama
bir renk, bir ahenk olsun diye yaşanmış olanlar, bizi kendimizi yok sayacak kadar
ARDINDA bırakmaya başladıysa, ”Kalk
ve yeniden Başla!” demenin vakti gelmiştir…
Kaybedecek bir
şeyiniz kalmadiysa, ya da kaçmakla kaybedecekleriniz göze alinamayacak kadar
büyükse, gölgenizle yüzleşmenin de zamanı!
0 yorum:
Yorum Gönder