Acıyan yüreğimiz, tanıdık ve güvenli geldiği için terk etmek
istemediğimiz bir ülkedir…biz başımıza gelenler değiliz… başımıza gelenlerden
öğrendiklerimizdir bizi var eden.
Zaman arzularımızı, yaşadıklarımızı, kaçışlarımız ile hayatın bize
sunduğu reel koşulları terazinin iki kefesine koymak zamanı… ”Mutluluğu ve
Hüznü Belirleyen Yürektir!”
Biz ne yaparsak yapalım hayat bizi dönüp dolaştırıp aynı kapılara
getiriyor, aynı durumlara düşürüyor, aynı tıkanıklığı yaşatıyorsa, bir
müddet bazı bahaneler buluruz;
Bu aralar kendinizi tanımlamakta zorluk çekiyoruz…
Atabileceğimiz adımı atmıyor, göreceğimiz insanı görmüyor, duymamız
gereken mesajı alamıyoruz.
Yapabileceğimiz çok şey var… ama biz yapabilme ihtimalimizi sevmekle
yetiniyoruz.
Bu zihinsel körlüktür!
O vakit iş olacağına, yol yürüyeceğine, insan göreceğine varır.