Ömür bıraktığımız yerden devam eder...
Yani geçmiş ile gelecek arasında köprü olan bir andır yaşadığımız. Hayat, pek çok gözün görebildiğinden öte bir haldir.
Buradaki asli sorun baktığımız PENCERE’dir!
Yani geçmiş ile gelecek arasında köprü olan bir andır yaşadığımız. Hayat, pek çok gözün görebildiğinden öte bir haldir.
Buradaki asli sorun baktığımız PENCERE’dir!
Biz dünyayı hangi pencereden izlersek, gördüklerimizi de o ölçüde algılarız… Ve kendi penceremizden gördüklerimizle yaptığımızın, karşı penceredeki izdüşümü görmek çoğu kez bize hayat hakkında bilmediğimiz ya da göz ardı etmeye yatkın olduğumuz bir gerçeği öğretir…
Bizi bu aleme düşüren zihin değildir alemleri döndüren…
Yürekte var olandır.
”Bazen cevabı biliriz, bazen bilmeyiz, bazen güçlüyüzdür, bazen
zayıf, bazen haklıyızdır, bazen yanlış, bazen aynaya bakar ve ucunu
bırakıvermek isteriz hayatın, bazen ağlarız … Ama sonuçta bizler insanız. Bize
düşen alçakgönüllü bir şekilde yola devam etmektir.”
Korku, kaygı, endişe, umutsuzluk gibi hisler Yürek ’ten değil
nefstendir!
Bize düşen biraz gayret, biraz artsız niyet, biraz dua…
Dualarında yüreği ile yol bulmayı dileyenin yolu şaşmaz.
Bize düşen biraz gayret, biraz artsız niyet, biraz dua…
Dualarında yüreği ile yol bulmayı dileyenin yolu şaşmaz.
Semaya bak… Uçsuz bucaksız alemin ihtişamı altında ne kadar küçük ama ne kadar anlamlı durduğuna bak. İçindeki masum çocuğun elinden tutup , ona hayatı her şeye rağmen sevmeyi ve her şeye rağmen doğru bildiğini yapmayı, yüreğe doğru gelen yolu seçmeyi öğret.
Artık Azad et yüreğindeki çocuğu… O yolu bulacaktır.