Şu zaman insanın en büyük zavallılığı kendine AHRAZ
olması İçimizi kanatan en büyük yara. İçimizde yürek yok.İçimizde aciz
var. Yüreğinde,benliğinde olan mutluluktan, bağlanmaktan, paylaşmaktan,
başkalarıyla birlikte yaren seyyah olma hassalarından mahrum olması.
Karanlıksan
karanlığını, bulanıksan bulanıklığını görmezsen ve bir hayatı tartarsan
ancak yürek le tartılacağını,yüreğinde büyütüp sakladıklarının, hayata
aksi düşmedikten sonra hiçbir anlamı olmadığını bilmiyorsan. Hakikatleri
görmekten kaçıyorsun demektir.
İnsan neden cennetle cehennem arasında
duran bu ateşte yanmaktan kurtarmaz kendini?
Neden mi…
Mutluluğun ne kadarı uyum ve
kabulleniştir, ne kadarı hayal ve arayış bilmediğinden.
Bitip tükenmeyen bir yürek hikayesi
ve darağacına mahkum ettiğin içende var olanların can kırıklarını
görmezden geldiğinden.
Kendini dahi inandırdığı sahte mutluluk
hikayelerinden.
Yaşam isyan ve hüsranın hikâyesidir,
Ne tuhaf değil mi,insan yüreğindeki
hikayesini yaşamadıkça kaybediyor.
Bir insanın yüreğinde var ettiklerini
yaşamamasının bedeli nedir, hiç merak ettin mi?
Gerçeğinle ile yüreğin yan yana
düşer sanıyorsan, insanın kendini kandırmaya yatkın doğasındandır.
Yürek ve hayat. İkisi de
başlangıç.
İkisi de son. İkisi de
bilinmezliklere gebe.
İkisi de hem keder hem
mutluluk. .
Hayat yazdığı her cümlede yüreğin
ile hesaplaşmasını istiyor,
Yürek nedir, ne değildir?
Sol göğüs kafesinin altında ne olmadığı üzerine konuşmak
daha kolay da ne olduğu üzerine söylenenler hep boş sanki.