Hadi bu sorulara dürüstçe ve kendin olarak cevap ver…
Hayat yaşadığın kadar mı sahicidir?
Sürekli belki yarınla mı geçer hayat?
Bir gün olur belki ne dersinle mi biter her cümle?
Hep düşlenenler mi fazladır yoksa yaşadıklarımız mı eksiktir…
Herkesin bir öyküsü vardır ya öyküsüz kalırsa insan?
Sadece inanmak istiyoruz bir tek kendimizin yarım kalmadığına?
Çocukluğumuzda kaybettiğimiz gamzelerimizin nerede olduğunu biliyor
musun?
En nihayetinde ruhumun derinliğinde teslim olduğum yok oluşlara?
İçimizdekilerin yavaşça yıkılışı izliyoruz nidalarımızı yutarak
gözyaşlarımıza teslim olarak…
Beni, bizi kaybetmenin matemi ve
sessizliğini içimizdeki yıkılışların sesi ürpertiyor beni ya seni?
Yaşam yitirilmiş bir cümle midir?
Yoksa sadece insanlara sunulan bir var oluş nedeni midir?
Zaman içinde var ettiğin kendini sonra kendi cellâdına dönüştürmek
midir?
Senin hala içine akıttıklarından, sakladıklarından bir nefeslik yerin
var mı?
Hayat yürekte büyütülen kaderin saçlarını ördüğü senin elinden tutarak
yürüdüğün sevdan mı?
Ömür insanın ardında bıraktıkları mıdır?
0 yorum:
Yorum Gönder