‘Eskiden’ sözcüğünün geçtiği yazılan her şeyde bir geçmişe dönüş arzusu
olur.
Kalbimizi elimize alıp gururla yürüyebilsek ve düşsek de kalkıp yola
devam etmeyi, kaybolduğumuz yollarda kendimizi bulmayı başarabildiğimiz vakit
bu kadar incitmezdi bizi eskiden kelimesi.
“Biz ne olmak istediysek onu olamadık… Daha ziyade ne için çaba
gösterdiysek onu olduk”
Her dizimizdeki yara deneyimdir… Aslında
Zor ’un karanlığında yürüyen seyyahın, geri dönüşü daha çok emek ister.
Ama büyük de bir umut yaratır! Sırf bu aydınlığa varmak için, karanlığı deneyimle
meyi seçen seyyahlar dahi vardır…
Kalbimizin karanlığı seçtiği zamanlarda ödenmesi gereken bir bedel,
yarensiz yürümekten ürkeceği yollar vardır. Kısacası, ”Yüreğinin Yolu’nu” kaybetmeyen
kimse aslında zayide değildir…
Kaybolacağım diye korkarken, ait olduğumuz yeri buluruz…
Ama insan ”Yürek Yerine Nefsi Seçer!”
Oysa hayatın senaryosu öyle keyifli
labirentlerle örülüdür ki, insan kaçarken yakalanır, yitirirken bulur,
kazanırken kaybeder… Yüreğimizde var olanlar bizi varılması gereken
kapıya bir şekilde çıkartır… Biz özümüzü arkada bırakıp, hevesimize
doğru koşarız. Bu isyan ve inkârı artırıp kaybolmak ya da cesaretimizi toplayıp
kendi gerçeğimizle yüzleşmek arasında kaldığımız araftır aslında.
Biz Ademoğulları baktığı yerde kendinde olmayan hiç bir şeyi göremezmiş...
İnsan zihniyle aldanır, yüreğiyle
anlar, seyyah olup sırata düşer ve başladığı ya da bıraktığı yere döner.
2 yorum:
Hangi yolda olursa olsun, cesareti ve yüreği yanında olduğu sürece ziyan yok yani...
Acı çekmekten korkmamalı...
'' Her dizimizdeki yara deneyimdir...'' Şu sıralar okumaya ihtiyacım olan bir yazıydı, kaleminize sağlık Allah razı olsun..
Yorum Gönder